Haber

Yargıtay’dan Kıdem Tazminatı İçin Çığır Açan Karar: Milyonları İlgilendiren Kritik SGK Detayı

Yargıtay’dan Kıdem Tazminatı İçin Çığır Açan Karar: Milyonları İlgilendiren Kritik SGK Detayı
  • YayınlandıEylül 12, 2025

Yüksek Mahkeme olarak bilinen Yargıtay, milyonlarca çalışanın ve işverenin geleceğini doğrudan etkileyecek emsal niteliğinde bir karara imza attı. Bu karara göre, çalışanların işe fiilen başladığı tarih ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirildiği tarih arasındaki fark, kıdem tazminatı hesaplamaları ve sigorta primleri açısından kritik sonuçlar doğuruyor.

Dünya Gazetesi’nde kaleme aldığı köşe yazısıyla konuyu değerlendiren SGK uzmanı Özgür Erdursun, iş hukukunda kıdem tazminatının hesaplanmasında esas alınması gereken tarihin, işçinin gerçekten işe başladığı gün olduğunu vurguladı. Uzmanlara göre, işverenin SGK’ya bildirimde gecikmesi, işçinin yasal kıdem hakkını kesinlikle ortadan kaldırmıyor. Yargıtay’ın önceki içtihatları da bu görüşü güçlü bir şekilde destekliyor ve konuyu netliğe kavuşturuyor.

İşverenler İçin Ağır Yaptırımlar Kapıda

Sigortasız işçi çalıştırmak, hem İş Kanunu hem de Sosyal Güvenlik Kanunu’na göre yasadışı bir durum olarak değerlendiriliyor ve bu durum işverenlere ağır mali yükümlülükler getiriyor:

  • Kıdem tazminatı, fiili çalışma süresi üzerinden, yani daha uzun bir dönem için hesaplanıyor.
  • İşveren, SGK’ya geriye dönük olarak prim borcu yükümlülüğü altına giriyor.
  • Ek olarak, idari para cezaları, gecikme faizleri ve zamlar da bu borca ekleniyor.

Çalışanlar Kaybedilen Haklarını Nasıl Geri Alabilir?

Mağdur durumda olan çalışanlar, işe fiilen başladıkları tarihi ispatlayarak, hem kıdem tazminatlarının doğru şekilde hesaplanmasını hem de eksik SGK günlerinin hizmet cetvellerine eklenmesini talep edebilirler. Bu süreç genellikle tarafların bir arabulucu aracılığıyla anlaşmaya varmaya çalışmasıyla başlıyor. Eğer arabuluculuk sürecinden bir sonuç alınamazsa, çalışanlar hizmet tespiti davası açma hakkına sahip oluyor.

Bu davalarda, fiili çalışmanın ispatı için çeşitli kanıtlar kullanılabiliyor. Tanık beyanları, resmi bordrolar, işyeri giriş-çıkış kayıtları ve hatta banka hesap dökümleri, fiili çalışmayı destekleyen önemli deliller arasında yer alıyor.

SGK, Geriye Dönük 10 Yıllık Prim Tahsilatı Yapabiliyor

Uzman Erdursun’a göre, SGK sigortasız işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi durumunda, 10 yıla kadar geriye dönük olarak prim tahsilatı yapabiliyor. Bu durumun sonuçları sadece prim borcuyla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda işveren, artırılmış idari para cezalarıyla karşı karşıya kalıyor ve yasal olarak faydalandığı teşvik haklarını kaybediyor. Mahkeme kararıyla sigortasız olarak geçirilen süreler, çalışanın toplam hizmet süresine eklenerek emeklilik haklarına yansıyor.

Zamanaşımı Süreleri Hem İşçi Hem de İşveren İçin Kritik

Yasal hakların korunması adına, iki farklı zamanaşımı süresine dikkat etmek büyük önem taşıyor:

  • Hizmet tespiti davası açma süresi, çalışmanın sona ermesinden itibaren 5 yıl.
  • SGK’nın prim ve ceza talebinde bulunma süresi ise geriye dönük olarak 10 yıl.

Bu süreler hem işverenler hem de çalışanlar için haklarını koruma ve yasal süreçleri doğru yönetme açısından hayati bir rol oynuyor.

Yargıtay’dan Net Mesaj: Fiili Çalışma Tarihi Esastır

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bir işçinin kıdem tazminatı hesabı yapılırken, SGK’ya bildirimi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, fiilen işe başladığı tarih esas alınıyor. Sigortasız olarak çalışılan ve tanık beyanlarıyla ispatlanan dönemler, çalışanın yasal hizmet süresine ekleniyor. Bordroda resmi olarak görünmeyen ancak çalışıldığı kanıtlanan tüm süreler de kıdem tazminatı hesabına dahil ediliyor.

Uzman Özgür Erdursun, işverenlerin sigortasız işçi çalıştırmasının, kısa vadede prim maliyetinden kaçınma gibi görünse de, uzun vadede çok daha yüksek kıdem tazminatı, idari para cezası ve faiz borcu gibi ciddi riskleri beraberinde getirdiğini belirtiyor. Çalışanlar ise, fiili çalışma tarihlerini belgeleyerek hem kıdem haklarını hem de gelecekteki emeklilik primlerini güvence altına alabiliyor.

Written By
Ayşe Gültekin

Ayşe Gültekin, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu genç ve dinamik bir yazardır. Yapay zeka, dijital dönüşüm ve teknolojinin günlük yaşama etkileri üzerine yoğunlaşan yazılarıyla tanınır. Genç nesil için hem bilgilendirici hem de ilham verici bir üsluba sahiptir.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir