Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında dört televizyon kanalına üst sınırdan ceza uyguladı. Bu karar, medya özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve kamu düzeni arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gündeme getiriyor.
Ceza Kararı Hangi Kanalları ve Programları Kapsıyor?
RTÜK, 20 Mart 2025 tarihinde yaptığı toplantıda şu kanallara ve programlara yönelik ceza uygulamasında bulundu:
- Now TV: İlker Karagöz ile “Çalar Saat” programı
- Halk TV: Kürşad Oğuz ile “ROTA”, Sorel Dağıstanlı ile “Parantez” programları
- SZC TV: Özlem Gürses ile “Para Politika” programı
- Tele1: “Habere Doğru” programı
Bu programlar, RTÜK uzmanlarının hazırladığı inceleme raporlarında eleştirilere maruz kaldı. Söz konusu yayınların, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesini ihlal ettiği belirlendi.
İhlal Nedenleri ve RTÜK’ün Gerekçeleri
RTÜK tarafından hazırlanan raporlarda, söz konusu programların şu nedenlerle kural dışı olduğu ifade edildi:
- Yapılan yorum ve analizlerin ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı ,
- Yayınların toplumun adalete olan güvenini sarsmaya yönelik olduğu ,
- Yayınlarda yargı makamlarını etkilemeye çalışıldığı ,
- Ayrıca bazı yayınların vatandaşları sokağa çağırma amaçlı olduğu ve bu durumun milli güvenlik, kamu düzeni ve kamu güvenliğini tehlikeye atabileceği savunuldu.
Bu gerekçelere dayanarak RTÜK, ilgili kanallara yayın durdurma ve idari para cezası uygulaması kararı aldı.
Tartışmalı Bir Karar: İfade Özgürlüğü Sınırları Nerede?
RTÜK’ün aldığı karar, medya dünyasında ve sosyal medyada yoğun tartışmalara yol açtı. Eleştiriler arasında şu noktalar öne çıkıyor:
- Medya Özgürlüğü: Bazı çevreler, RTÜK’ün kararıyla medyanın bağımsızlığı ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığını savunuyor. Özellikle tartışma programlarının sansürlenmesinin, toplumsal diyalogu engellediği görüşü dile getiriliyor.
- Hukukun Üstünlüğü: Diğer yandan, RTÜK’ün kararını destekleyen kesimler, kamu düzeni ve hukukun üstünlüğünün korunmasının ön planda olduğunu vurguluyor. Kamuoyunu olumsuz etkileyebilecek veya yargı süreçlerine müdahale niteliği taşıyan yayınların denetlenmesinin gerekliliği savunuluyor.
Yayın Düzenlemeleri ve Toplumsal Etkisi
Türkiye’de medya düzenlemeleri, özellikle siyasi içerikli yayınlar söz konusu olduğunda her zaman hassas bir konu olmuştur. RTÜK’ün bu kararı, şu soruları da gündeme getiriyor:
- Medya kuruluşlarının yayınlarını yaparken ne kadar özgür olabilecekleri,
- İfade özgürlüğünün sınırlarının nasıl çizileceği,
- Kamu düzeni ve güvenliği sağlamak için alınan önlemlerin, demokratik hakları sınırlandırıp sınırlandırmadığı.
Özellikle son dönemde artan medya sansürü iddiaları, bu kararın toplumsal gerilimi artırabileceğine işaret ediyor.
