Olası İstanbul Depreminde Yeni Gelişme: İki İl Arasındaki Kabuk İnceldi

Olası İstanbul Depreminde Yeni Gelişme: İki İl Arasındaki Kabuk İnceldi
Olası İstanbul depremi hakkında yeni bir gelişme ortaya çıktı. Prof. Dr. Osman Bektaş’ın açıklamalarına göre, Tekirdağ ve İstanbul arasındaki deprem üreten kabuk inceldi. Bu durum, deprem büyüklüğünün azalmasına neden olabilir. Bektaş, 1912 yılında meydana gelen 7 büyüklüğündeki deprem ile 2011, 2012 ve 2019 yıllarında gerçekleşen 5,8 büyüklüğündeki depremleri örnek göstererek, kabuk incelmesinin etkilerini açıkladı.
Prof. Dr. Osman Bektaş’tan Yeni Açıklama
Prof. Dr. Osman Bektaş, olası İstanbul depremi konusunda kamuoyunu rahatlatan açıklamalarda bulundu. Bektaş, “Tekirdağ’dan İstanbul’a doğru ilerledikçe deprem üreten kabuğun incelmesi, deprem büyüklüğünün azalmasına yol açmaktadır” ifadelerini kullandı. 1912 yılında Mürefte’de meydana gelen 7 büyüklüğündeki deprem ile son yıllarda Batı-Orta Marmara’da yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depremleri karşılaştırarak, kabuk incelmesinin etkilerine dikkat çekti.
Prof. Dr. Celal Şengör’ün Açıklamaları Gündemde
Prof. Dr. Celal Şengör, olası İstanbul depremi hakkında yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Şengör, “Ölmeyenler keşke ölseydik diyecek” sözleriyle dikkat çekti. Ancak Prof. Dr. Osman Bektaş, Şengör’ün bu söylemlerinin bilimsel verilerle uyuşmadığını belirterek, İstanbul’u ancak orta büyüklükte bir depremin tehdit edebileceğini vurguladı. Bektaş, yeni uluslararası çalışmaların kendi görüşlerini desteklediğini ifade etti.
Ana Marmara Fayı’nın Karmaşık Yapısı
Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Denizi altındaki fay sisteminin karmaşık yapısına ve farklı bölgelerdeki deprem potansiyeline dikkat çekti. Bektaş, Ana Marmara Fayı’nın (AMF) deprem enerjisi üretme açısından üç farklı bölümden oluştuğunu açıkladı.
Ana Marmara Fayı’nın Üç Bölümü
- A- Kilitli (İzmit-Mürefte M7+): Prof. Dr. Bektaş, bu segmentin M7 ve üzeri (M7+) büyüklükte deprem üretme potansiyeli taşıdığını ve en yüksek riski barındırdığını ifade etti.
- B- Creep (Sürüklenme, Batı-Orta Marmara M6): Bektaş, bu bölgenin daha çok M6 civarında depremler üreten, “sürüklenme” olarak tabir edilen bir davranış sergilediğine vurgu yaptı. Ancak Bektaş, San Andreas Fayı ve dünya genelindeki benzer faylarda olduğu gibi, creep (sürüklenme) oluşturan fayların da M6 ve üzeri (M6+) deprem üretebileceği uyarısında bulundu.
- C- Geçişli (Doğu Marmara M6+): Bektaş, bu segmentin ise M6 ve üzeri (M6+) potansiyele sahip olduğunu kaydetti.
Kabuk İnceltisi ve Deprem Büyüklüğü
Bektaş, fayın genellikle batıdan doğuya doğru kırılma eğiliminde olduğunu ve Tekirdağ’dan İstanbul’a doğru ilerledikçe deprem üreten kabuğun inceldiğini, bunun da deprem büyüklüğünü azalttığını belirtti. Bektaş, buna örnek olarak da 1912’deki M7,4’lük Mürefte depremine karşılık, son yıllarda Batı-Orta Marmara’da meydana gelen M5 ila 5,8 büyüklüğündeki depremleri gösterdi.
Tarihsel Depremlerin Yeri ve Büyüklüğü
Prof. Dr. Osman Bektaş, tarihsel depremlerin yerlerinin ve büyüklüklerinin tartışmalı ve abartılı olabileceğine de dikkat çekti. Ayrıca fayların davranışlarının zamanla değişebileceğini belirten Bektaş, Kuzey Anadolu Fayı’nın 1943-1944’teki büyük (M7+) depremlerden sonra daha çok M6+ depremler üreten “creep” moduna geçmiş olabileceğini örnek gösterdi.
- Türkiye’de Yeni Trafik Cezaları: Hangi İhlallere Ne Kadar Ceza Gelecek? - 3 Haziran 2025
- KYK Burs Başvurusu: Adım Adım Rehberiniz - 3 Haziran 2025
- İsteğe bağlı sigorta nasıl yapılır? - 3 Haziran 2025