Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü: 150 Yılı Aşan Bilimsel Miras

0
19
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü: 150 Yılı Aşan Bilimsel Miras
Türkiye’nin bilim tarihinde köklü bir yere sahip olan Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE), 1868 yılında kurulduğundan bu yana deprem araştırmaları, astronomi, meteoroloji ve jeofizik alanlarında öncü çalışmalar yürüten bir kurum olarak öne çıkıyor. Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren bu enstitü, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde önemli görevler üstlenerek Türkiye’nin afetlerle mücadelesine ve bilimsel gelişimine katkı sağlıyor. İşte Kandilli Rasathanesi’nin tarihçesi, faaliyetleri ve günümüzdeki rolüne dair detaylı bir haber:

Tarihsel Yolculuk: Rasathane-i Amire’den Bugüne

Kandilli Rasathanesi, Osmanlı döneminde 1868 yılında Rasathane-i Amire adıyla kuruldu. İlk olarak hava tahminlerini telgrafla diğer merkezlere iletmek amacıyla Pera’da, 74 metre yüksekliğinde bir tepede hayata geçirildi. Fransız hükümetinin desteğiyle kurulan rasathanenin ilk müdürü Aristide Coumbary oldu ve Avrupa’dan alınan gözlem aletleriyle faaliyetlerine başladı. Ancak 31 Mart Vakası (12 Nisan 1909) sırasında tahrip edilen rasathane, Maçka’ya taşındı.
1911 yılında, matematikçi ve din adamı Fatin Gökmen tarafından bugünkü yerine, İstanbul’un Üsküdar ilçesindeki Kandilli Tepesi’ne taşındı. Bu dönemde rasathane, deprem ölçümleri ve astronomik gözlemlerle faaliyetlerini genişletti. II. Abdülhamid döneminde sipariş edilen sismograflarla deprem araştırmalarına başlayan kurum, Cumhuriyetin ilanından sonra da kesintisiz çalışmasını sürdürdü. 1982 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrılarak Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlandı ve 28 Mart 1983’te kabul edilen 2809 sayılı yasayla Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü adını aldı.

Günümüzdeki Yapı ve Görevler

Kandilli Rasathanesi, bugün Boğaziçi Üniversitesi’nin Çengelköy’deki kampüsünde faaliyet gösteriyor. Enstitü, deprem mühendisliği, jeodezi, jeofizik, astronomi, jeomanyetizma ve meteoroloji alanlarında kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Bünyesinde şu birimleri barındırıyor:
  • Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı: Deprem risklerini azaltmaya yönelik yapısal analizler ve hasar tahmin modelleri geliştiriyor.
  • Jeofizik Anabilim Dalı: Deprem kaynak mekanizmaları, sismoloji ve yer hareketi izleme çalışmalarıyla öne çıkıyor.
  • Jeodezi Anabilim Dalı: Fay hatlarının hareketlerini ve yer kabuğu deformasyonlarını inceliyor.
  • Astronomi Laboratuvarı: Güneş tutulmaları gibi astronomik olayları gözlemliyor ve halkı bilgilendiriyor.
  • Meteoroloji Laboratuvarı: Hava tahmin raporları ve iklim çalışmaları üretiyor.
  • Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi: Nükleer denemelerden kaynaklanan sismik dalgaları izleyerek uluslararası raporlama yapıyor.
Enstitü, Türkiye’nin en eski deprem kayıt istasyonuna sahip olup, ülke genelinde 230’dan fazla deprem izleme istasyonuyla gerçek zamanlı veri topluyor. Bu veriler, depremlerin büyüklüğünü, merkez üssünü ve derinliğini hızlıca paylaşarak afet yönetimine destek sağlıyor.

Teknolojik Gelişmeler ve Erken Uyarı Sistemleri

Kandilli Rasathanesi, özellikle 1999 depremlerinden sonra teknolojik altyapısını büyük ölçüde geliştirdi. Eskiden manuel sistemlerle çalışan kurum, günümüzde uydu ve GSM teknolojileriyle dijital veri toplama kapasitesine ulaştı. Marmara Denizi’nde Japon bilim insanlarıyla iş birliği içinde kurulan deniz dibi sismometreleri, 0.2 büyüklüğündeki depremleri bile tespit edebiliyor.
2002’de Bakanlar Kurulu kararıyla hayata geçirilen İstanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi, 110 kuvvetli yer hareketi istasyonuyla deprem sonrası hasar dağılım haritaları üretiyor. Ayrıca Marmara Denizi’nde 10 tsunami erken uyarı istasyonuyla tsunami riskini 7 dakika içinde halka bildiriyor. Erken uyarı sistemi, yıkıcı deprem dalgalarını 5 saniye önceden tespit ederek İGDAŞ ve Marmaray gibi kritik tesislerin kontrollü kapatılmasını sağlıyor.

Öne Çıkan Çalışmalar ve Projeler

  • Tsunami İzleme: KRDAE, Bölgesel Tsunami Hizmet Sağlayıcı ve Ulusal Tsunami Uyarı Merkezi olarak 10 yılda 38 deprem için tsunami erken uyarı mesajı yayınladı. 2020 İzmir depremi sonrası tsunami gerçeği üzerine kapsamlı çalışmalar yapıldı.
  • Yapı Sağlığı İzleme: Ayasofya, Süleymaniye Camii gibi tarihi yapılar ile köprüler ve yüksek binalarda 300’den fazla sensörle gerçek zamanlı titreşim analizi yapılıyor.
  • Sarsma Masası Laboratuvarı: Deprem etkilerini simüle ederek yapı malzemelerinin dayanıklılığını test ediyor.
  • Eğitim ve Bilinçlendirme: Okullara ve bireysel ziyaretçilere yönelik afet eğitimleri düzenleniyor, deprem farkındalığını artırmak için seminerler veriliyor.

Güncel Değerlendirmeler ve Uyarılar

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Marmara Denizi’nde olası bir depremin tsunami riski taşıdığını sıkça vurguluyor. “Depremin yerini ve büyüklüğünü tahmin edebiliriz, ancak zamanını bilemeyiz” diyen Özener, kentsel dönüşümün ilçe bazlı yapılması ve kötü zeminli alanların terk edilmesi gerektiğini savunuyor. Son olarak, Ege Denizi’nde yaşanan depremlerin Santorini Adası’ndaki fay hatlarıyla bağlantılı olduğu belirtilerek, bölgenin büyük deprem potansiyeline sahip olduğu uyarısı yapıldı.

150 Yılı Aşan Miras

1868’den bu yana bilimsel birikimini sürdüren Kandilli Rasathanesi, Türkiye’nin depremle yaşamayı öğrenmesi ve afetlere hazırlıklı olması için kritik bir rol oynuyor. Gelişen teknolojisi, uzman kadrosu ve uluslararası iş birlikleriyle KRDAE, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de deprem ve doğa olayları konusundaki en önemli referans noktalarından biri olmaya devam ediyor. İzmirlilerin, İstanbulluların ve tüm Türkiye’nin güvenliği için çalışan bu kurum, 150 yılı aşkın süredir bilimin ışığını topluma taşımayı sürdürüyor. http://www.koeri.boun.edu.tr/scripts/sondepremler.asp

Yorum Yapın