Benim için iyi olan ya da olmayan tüm şeyleri sizinle paylaştığımı bilirsiniz.. Turizm ve seyahatle ilgili yazılarımın yanı sıra kendimle ilgili paylaştığım yazılar sonucunda, ne kadar dertli insanlarımız olduğunu gelen mail ve telefonlardan anlıyorum ve zaman zaman bu tarz yazıları da yazmaya çalışıyorum. Yardım dokunabiliyorsa ne mutlu bana…
Yaklaşık 4 ay önce ablam bir detoks programına katılacağını söyleyince hemen” aman ne olur sağlığına dikkat et belki problem yaşarsın” dedim. Merak etme kendimi Yaprak’ın ellerine teslim ediyorum dedi. “Tamam o zaman” dedim. Yaprak Üner, senelerden beri ablamın medya sektöründen arkadaşıdır. İkimizde ailece görüşürüz. Tanıdığım en asil insanlardan biridir. Yıllarca medya sektöründe yöneticilik yaptıktan sonra almış olduğu yurtiçi yurtdışı eğitimler sonucunda sektörünü değiştirip sağlık koçu olarak çalışmaya başladı.. Kendisinin de troidle ilgili sorunları olduğundan dolayı bir çok kere bana destek olup, bana bioenerji uyguladılar. Belki yazılarımdan hatırlarsanız, troid problemimi.. Türkiye’nin en iyi profesörlerinden birine kendimi teslim etmeme rağmen, iki biyopside de başarısız olup, bir çözüm bulamamıştı ve muaynehanesinden çıkıp, “ben bioenerji alacağım teşekkür ederim” demiştim ve o gün bugündür bir sene sonrasına randevum olmasına rağmen gitmedim. Bioenerji aldım ve bir süre sonra kafamdan attım o sorunu… Şu anda çok şükür her şey gayet normal.. Yaprak da troid proplemini bioenerjiyle çözenlerden biri olduğundan dolayı onunla çalıştım ve kendisine şükran borçluyum… İyi ki var. O yeryüzüne melek olarak gönderilenlerden..
Yaprak tiroid problemi yaşadığından dolayı kilo problemi yaşıyordu. Bir davet sırasında gördüğümde gözlerime inanamadım. Gençleşmiş, güzelleşmiş, kilo vermiş, ayrı bir güzel olmuş. “Ne yaptın lütfen çabuk anlat bakalım” dedim. Amerika’da Dr. Öz’ün de içinde bulunduğu bir gruba katılarak sağlam bir eğitim almış. Diplomalar, sertifikalar, özel eğitimler derken, ona olan güvenimden dolayı ” ne dersen ben de yapacağım” dedim.. Fakat o sıralar İstanbul dışında seyahatlerim vardı.” Sen seyahatlerine 10 gün ara ver ve bana gel lütfen” dedi.. Bu sefer aklıma koymuştum. 6 ay önce ilacımı 1 hafta almayı unuttum diye bana kilolarım katlanarak geri dönmüştü.. Bu yazdan beri yediklerime dikkat etmeye başladım. Ayrıca Scio denilen bir makineden de yardım aldığımı yazılarımda size bahsetmiştim.. Ben bu süreç içerisinde 6 kiloyu yoğun iş temposunda ve biraz da dikkat ederek kendi kendime verdim. Ama 6 kilo benim neyime yeter..
Detoks sırasında 10 gün boyunca toplantı koymadım, seyahat etmedim. Arkadaşlarıma bir süre İstanbul’dayım fakat sizinle görüşemeceğim dedim.. “Bu konuda pek başarılı olamadım ya olsun en azından denedim”.. Arkadaşlarım “Sen gelmezsen biz geliriz diye evime devamlı baskın yapmaya başladılar. “Bir şartla” dedim.. Benimle birlikte onlarda diyete girdiler.. Hatta bana sormadan yemek yememeye bile başladılar. .Benimle birlikte 9 kişi diyete girdi.. Herkesin diyeti başka.. Bu nedenle hepsi teker teker programa katıldılar.. Hepimiz harika sonuçlar aldık… 10 günlük detoksun sonucunda 4 kilo daha verdim.. Sabahları 06.30’da kalktım ve en yakın dostum Mürvet’le birlikte Bebek- Rumelihisarı arasında 2 saat yürüdük.. Zavallım o yoğun temponun arasında bana eşlik etsin diye kaç parçaya bölündü.. Kuzenim Esen, bu kadar istikrarlı davrandığımızı görünce “ben de size katılacağım “ demeye başladı.. İş konusunda o kadar başarılı olup, diyet konusunda başarılı olmayan Esen’i bile yola getirdik. Hayatımda ilk defa bu kadar istikrarlı davrandım diyebilirim.
Ailem bile inanamadı. Anneciğim sağolsun listelere göre bana yiyeceğim yemekleri hazırladı. Sevgili ablam sağolsun her konuda bana çok yardımcı oldu. Hepsine çok teşekkür ediyorum iyi ki varlar. Bu detoks hepimiz muma çevirdi.
Bu arada detoks derken sadece beslenme olarak düşünmeyin. Önce beyin detoksu yapılıyor. Sizi üzen sinirlendiren kişilerle görüşmeniz yasak! Özel bir diyet uyguluyorsunuz ve yediğiniz, içtiğiniz her şeyi rapor ediyorsunuz. En kötüsü de hayatta en sevdiğim Türk Kahvesini bırakmak oldu. Ama 10 günün sonunda içtiğim kahve inanın çok güzel gelmedi. Bir süreden sonra önemsiz hale geliyor..
Yaprak Üner sizi bir teste tabi tutuyor… Elinizi üzerine koyduğunuz bilgisayara bağlı Mouse ‘a (fareye) benzeyen bir alet in vücuduma gönderdiği sinyallerden aldığı tepkiler ile vücut ile bioiletişim kuruyor. Vücuttaki sağlık durumunu ölçüyor ve vücuduma yararlı olan ve olmayan her şeyi saptıyor. Test sonucunda neler öğrendim neler.. Faydalı olduğunu bildiğimiz yiyeceklerin aslında bana faydası olmadığını. Alerjik olan 180’e yakın maddeye reaksiyon gösterdiğimi, çok sevdiğim kivinin bana dokunduğunu, hayatta en nefret ettiğim kaz ve tavşan etinin bana yararlı olduğunu öğrendim. Testin sonucunda vücudumda çıkan toksik oranını görünce çıldırmamak elde değildi. Ben mümkün olduğu kadar kendime dikkat eden, gazlı içecekler tüketmeyen, sebze tüketmeye çalışan biriyim. Bir tek vücudumda tarım ilacına rastlanmadı bu da benim için sevindirici. Bu konuda da sevgili anneme teşekkür ediyorum. Bu konuda çok titizdir.
Sağlık koçu ve gıda uzmanı Yaprak Üner, 10 gün süren detoks programım sırasında beni bir an bile yalnız bırakmadı.. Zaman zaman zorlanacağımı, hemen kendisine danışmam gerektiğini söyledi ve her an yanımdaydı. Bana verdiği 45 dakikalık yürüyüş programını ben 2 saat yapınca, aferinler ve kutlamalar havada uçuşuyordu. Diyet sırasında hiçbir kaçamak yapmadım. İlk defa ben de kendimle gurur duydum diyebilirim..
10 günlük detoksum bitti.. Fakat bana bundan sonraki yaşam tarzımı bana öğretti… Şimdi her şey harika.. Ağrılarım yok.. Canım Türk kahvesi bile istemiyor.. Uyku düzenim değişti. Cildim değişti. Kendime güvenim geldi.. Kilolarıma elveda.. Ben de kilo verebiliyorum artık. Ben bu konuda Türkiye’deki bir çok diyetisyene gittim ama çok başarılı olamadık.. Ama bu konudaki azimli çalışmalarından dolayı, bilgisiyle benim gibi birini yola getirdi ya..
Teşekkürler Yaprak Üner.. İyi ki varsın!
Latest posts by İstanbul Haberler (see all)
- ABD New Jersey’nin İlk İslami Şehri - 10 Mart 2025
- Hesaplama Araçları - 9 Mart 2025
- Norveç’in Svalbard takımadalarında Türk vatandaşları ve şirketleri artık mülk edinebilecek ve oturma iznine sahip olacak - 9 Mart 2025